24 Nisan 2012 Salı

Organik ürün nereden alınır? İpek Hanım Çiftliği

Her şey UZMANTV'de Genel Yayın Yönetmenim olan Defne Andaç'ın (@defneandac) attığı bir tweet ile başladı. İpek Hanım Çiftliği'nin engin dünyasına bu sayede dahil olduk. Madem doğanın beşiğinde oturuyoruz neden içeriğini bilmediğimiz, daha kötüsü bildiğimiz halde sırf daha iyisini arayıp bulmadığımız için yemek zorunda kaldığımız ürünlerle yetinelim ki diye düşündük ve ilk adımı attık.

Pınar Kaftancıoğlu'nun bizim Ayvalık planlarımıza benzer bir hevesle gidip yerleştiği Nazilli'deki evini giderek arsalarla desteklemesi sonucu kurulan İpek Hanım Çiftliği (ismini Pınar Hanım'ın kızından alıyor) tamamı 500 dönüme ulaşan genişliğiyle her türlü ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz bir yer.

ipek_hanim_ciftligi
Pınar Hanım ürünlerine çok güveniyor ve yönetmeliklerin etrafından dolaşarak organik sertifikası alan işletmelere inat böyle bir başvuruda bile bulunmamış. Lezzetin, iyi niyetin her türlü sertifikadan önce geldiğini kendisi de çok iyi biliyor.

Bu işe hobi olarak başlasa da giderek artan talep onu mininum kâr ve maksimum müşteri memnuniyeti ile genişlemeye sevk etmiş. Şimdilerde genelde büyükşehirlerden gelen siparişleri titizlikle hazırlıyor ve koli ile gönderiyor.

Haftalık gönderdiği ve sürekli güncellediği çok başarılı bir de listesi var Pınar Hanım'ın. Bu listede istediğiniz ürünleri ve istediğiniz miktarı işaretlediğinizde en altta size ücreti hemen gösteriliyor. Üstelik 8,5 TL'nin üzerindeki kargo ücretlerini havale miktarından düşebiliyorsunuz.

İnternet sitesini detaylı incelediğimde bu çiftliğin bir butik otel olmadığına kanaat getirdim. Zira kimsenin bırakın sizinle ilgilenmek ve lüks bir ortam sunmak, kafasını kaşıyacak zamanı yok. Çünkü sürekli mevsim değişiyor, bahçeler tarlalar sürekli ilgi istiyor.

İpek Hanım Çiftliği
Ocaklı Köyü Mevkii
Nazilli, Aydın
Tel: 0533 328 2615
http://www.ipekhanim.com

17 Nisan 2012 Salı

Anadoluhisarı'nda yemek için nereye gidilir? Dere Balık

Göksu Deresi hayatımızı kurtardı desek yeridir. Kıyısında önce kahvaltı edecek güzel bir cafe, ardından nargile içebileceğimiz bir çimenlik bulduk. Eve 10 dakikalık mesafedeki bu hayat kurtarıcıların ardından sanırım rakı-balık, iki tek, cuma içmesi aktivitelerine ev sahipliği yapacak mekanı da geçtiğimiz hafta sonu keşfettik; Dere Balık.

dere_balik_anadoluhisari
Anadoluhisarı'nın bitişiğindeki bu meyhane aynı zamanda köprüye de komşu. Derenin diğer yakasından geçerken, önünden Göksu Cafe'ye giderken sürekli gördüğümüz ama fiyatlarından emin olamayıp içeri atmaya çekindiğimiz bir mekandı.

Aslında dışarıdan bakınca pahalı görünmüyor ancak İstanbul'da Boğaz gören mekanlardaki akıl almaz fiyatlar da herkesin malumu.

Dere Balık iki katlı, ayrıca güzel havalarda dere kenarında, teknelerin kıyısına atılan 4-5 masa daha var. Biz gittiğimizde giriş katı boştu. Ancak üst kat tamamen doluydu. Boş masa varken biz dere kıyısını tercih ettik. Servis oldukça hızlı ve garsonlar da gayet ilgiliydi.

Süremiz kısıtlı olduğu için ana yemek almadık, ancak tattığımız bol mezenin tamamından memnun kaldık diyebilirim. Özellikle hardal ve soğanlı levrek marin benim kişisel favorim oldu. Ancak paçanga böreğini tavsiye etmem, normalin iki katı sarılmış yufka nedeniyle malzemesine ulaşmakta ve tadını almakta güçlük çektik.

19 sularında mekandaydık ve saat 20 gibi kalktık. İçeri girdiğimizde ise keman nameleri başlamıştı. Belli ki bir süre sonra keman üst kata çıkacak ve daha zevkli bir demlenmeyi mümkün kılacak. Saatinizi bu eğlenceye göre ayarlayabilirsiniz.

Dere Balık
Toplarönü Sokak, No:11
Anadoluhisarı, Beykoz
Tel: 0216 332 26 09
http://www.derebalik.com

10 Nisan 2012 Salı

Beylerbeyi'nde yemek için nereye gidilir?

İstanbul'da meyhane denince akla gelen birçok yer vardır da hakkını vererek bu işi sürdüren bir elin parmaklarını geçmez.

Bunlardan benim ilk aklıma gelen ve en çok sevdiğim kuşkusuz Beylerbeyi'nde yer alan İnciraltı Restaurant.

Beylerbeyi sahilinde yer alan İnciraltı Galatasaray Lisesi'nden arkadaşlarımla buluşmak için tercih ettiğimiz, eşimle pazar kahvaltılarında ziyaret ettiğimiz bir yer.

Ertuğrul Abi'nin (Çalak) misafirperverliğiyle daha da çekici hale gelen mekanın bence en önemli özelliği her öğünde damağınızda güzel tat bırakacak malzemeleri bir araya getiriyor oluşu. İster serpme kahvaltı için gidin ister 2 kadeh atmaya ister geceleri ağır ağır demlenmeye... Herkes için, günün her anı için keyfinizi yerine getirecek detaylar mevcut. Çünkü işini severek yapan bir kadro var.

Nasıl keşfettik?

İnciraltı'nı 2008 yılının bir yaz günü eşimle birlikte keşfettik. O zamanlar Beylerbeyi'nde bir evdeydik ve pazar kahvaltıları haftanın en güzel anlarını oluşturuyordu. Neden sahile inmiyoruz derken karşımıza çıkıverdi.

Kapısındaki çiçekler ve tabelasıyla zaten yeterince davetkardı. Bir de sahibinin Galatasaraylı olduğunu öğrenince vazgeçilmezler arasında hemen yerini aldı.

Hava durumuna göre incirlerin altındaki bahçede veya daha geniş katılımlı sonbahar-kış organizasyonları için 1. katta oturabilirsiniz.

Herhangi bir yemeğin, mezesini diğerinden ayıramasam da özellikle önerebileceklerim şöyle (siz yine de İnciraltı menüsüne bir göz atabilirsiniz);


Meze
  • Uskumru taratoru
  • Topik
  • Fava
Ara Sıcak
  • Uskumru dolması
  • Ahtapot ızgara
Ana Yemek
  • Asma yaprağında sardalya
  • Pırasa köfte
Tatlı
  • İncir tatlısı
  • Bitter çikolatalı eritme helva
Yemeğin arkasından hiç merak etmeyin, siz istemeseniz de kahvenizle beraber tamamen el yapımı, balkona doğru baktığınızda kavanozlarını görebileceğiniz likörlerden de birer bardak gelecek.

Derseniz ki bir profesyonelden de konuyla ilgili bilgi alalım, o zaman size Vedat Milor'un tavsiyelerini içeren bir video öneriyorum;
http://video.ntvmsnbc.com/tadi-damagimda-17-subat-2012.html

İnciraltı Restaurant
Arabacılar Sokak, No:4 Beylerbeyi
Tel: 0216 557 66 86
http://www.inciralti.com.tr

3 Nisan 2012 Salı

Bahçe çalışmalarımız başladı (5)

Pazar gününün ilk çalışmalarını önceki yazımda paylaşmıştım.
Şimdi bahçemizde devrim niteliğinde bir kararla orman ve çim bölümü ayırma operasyonumuzdan bahsetmek istiyorum.

Evimiz 2 dönümlük bir arazide. Bunun 1,5 dönümden fazla kısmı ağaçlarla kaplı. Geri kalan yerde çim alan, ev ve atölyemizi kuracağımız henüz balta girmemiş bir bölüm var. Amacımız her bir bölümü özel kılmak ve farklı yaşam alanları yaratmak.

Bunun için çim ve ormanı birbirinden bariz biçimde ayırmak için şimşirde karar kılmıştık. Ancak bahçe konusundaki yardımcımız Kamil Bey'in önerisiyle maliyeti çok düşük ve bakımı kolay olan ligustrumda karar kıldık. Zira bahçe kesinlikle ev gibi değil. Sürekli bakım ve yatırım istiyor. Ve biz bu yılki istihkakımızı doldurmak üzereyiz.


Fiyat vermekte sakınca görmüyorum, ligustrum fidanının fiyatı gün itibariyle 1,5 TL. Ancak oldukça dar olduklarından 40 metrelik çit için 275 fidan ve 100 çuval toprak kullandık. Gübre burada da çok önemli olduğundan toprak seçimini de buna göre yaptık.

Ligustrum nasıl dikilir?

Ligustrum dikiminin püf noktası zigzag şeklinde ilerlemek. 20 santimetre derinliğinde açılan çukurda bir sağ, bir sol şeklinde dikilirse daha hızlı çit halini alıyor. Pazar günkü problemimiz ise hava kararana kadar cansuyunu verememiş olmamızdı. Ancak arkasından bastıran yağmur bize yardımcı oldu.

Her ne kadar klasik bahçe uzmanları  cansuyunun çok önemli olduğunu ve o şiddette yağan yağmura rağmen verilmesi gerektiğini söylese de bu bana bir ritüel hatta bir batıl inanç gibi geldi. Birkaç gün sonra kimin haklı olduğunu da göreceğiz.

Başka neler yaptık?

Bir yandan ekim-dikim işleri yaparken diğer taraftan bahçe düzenlemesi ile ilgili de ilerleme kaydetmemiz gerekiyordu. Bunun için Öykü çok çalıştı.
  • Zakkumlar sökülerek başka bir zamanda, başka bir yerde tekrar dikilmek üzere ayrıldı.
  • Evin inşaatı sırasında kullanılan su deposu evden ve terastan görülmeyecek şekilde bahçenin uzak bir noktasına gizlendi.
  • Küçük saksılarda ama bahçede duran çiçekler belli bir sırayla ekildi.
  • Tik ağacından yer döşemesi kullanılarak evin girişinde bir oturma ve 'eşinin hazırlanmasını bekleyen koca' alanı yaratıldı.
  • Eve uzak bahçe duvarlarında sarmaşık sardırılacak yerler belirlendi ve ipleri hazırlandı.

Bahçe çalışmalarımız başladı (4)

Bahçemizde en kısa sürede misafir ağırlamak için çalışmalarımız tam gaz devam ediyor. Her hafta sonu ve fırsat buldukça hafta içi toprak, çiçek ve böcek ile haşır neşir oluyoruz. Yağmur biraz engellese de serin hava şartları kolaylaştırıyor.

Pazar gününün aktivitesi ligustrumları dikmek ve bahçede budama yapmaktı. Tabii ki, ağaçlar uzun zamandır ilk kez budanacağı için bir profesyonele, Kamil Bey'e danıştık. 1 tam günde tüm bahçeyi bitirebileceğini öğrenince de hemen el sıkıştık.

bahce-calismalari-devam-ediyor








Bir sonraki budama sırasında incelikleri öğrenir ve ağaçlara çocukluğumdaki gözükaralıkla tırmanmayı başarabilirsem budama işini de tek başıma hallederim.

Budama sırasında bahçemizi keşfetme imkanı da bulduk.
  • Az sayıda olduğunu sandığımız fındık ağaçlarımızın 14 tane olduğu
  • Erik ağaçlarının yabani olduğu ve 1-2 ay içinde aşılama yapılırsa 'evcilleşeceği'
  • Yılan ve akreplerin kolaylıkla saklanabileceği alanlar olduğundan eve yakın bahçe duvarlarına sarmaşık sardırılmaması gerektiği 1 günde aldığımız tüyolardan bazıları.
Ayrıca zakkumun zehirli yaprakları olması sebebiyle, özellikle küçük çocukların yaşadığı evlerde ekilirken dikkatli olunması ve hatta hiç ekilmemesi gerektiği de kısa vadedeki planlarımız açısından önemli bir detaydı.

Günün devamı bir sonraki yazıda...